30.6.07

BOYANMAK

"BAZI KADIN MEMURLARIMIZIN SUSE DUSKUN OLDUKLARINI,
BAZILARININ DAHA ASIRI GiDEREK YUZLERiNi VE GOZLERi BOYALI VAZiYETTE DAiREYE GELDiKLERiNi GORMEKTEYiM. BU YAKISIKSIZ VAZiYETTE iS GORULMESi HOS GORULEMEZ. AMiRLERiMiZiN MEMURiYET CiDDiYETiNiN iCAPLARINA GORE TEDBiRLER ALMASI LUZUMUNU RiCA EDERiM."

iSTANBUL VALiSi LUTFU KIRDAR'IN BEYANATI
(AKSAM GAZETESi - 3 TEMMUZ 1939)

19.6.07

tarancı cahit sıtkı cahit sıtkı tarancı

Bir ciddiyet sarmalıdır hayat bazen
Ve bazen bir ciddiyet sarmalıdır insanı.
Misal şunu okurken
benim girdiğim kılık,
içinde bulunduğum kargaşa,
büründüğüm post,
olduğum hal,
düştüğüm durum (bu bir şiir olur mu diye düşündüğüm an binikiyüz misli zorlaşıyor şiir ve fakat batılı kafa, işte bu koca kafa):


DENIZ

Bu aksam vakti deniz,
O bütün hasretimiz,
Sanki gelmis de dile,
Nedametin sesiyle,
Çarparak kayalara,
Yetmez mi, diyor deniz,
Karada çektiginiz?


Cahit Sitki Taranci
(Otuz Bes Yas, 1964)
Dağlarca şiir yazmasını şöyle anlatıyor:

“[B]ir çocuk kırda oynarken, akan küçük suyun içinde sözlerin yüzdüğünü görüyor, anlamıyor yüzen sözlerin çoğunu, anlamadığının resmini yapıyor. Buna benzer bir şey.”

Ben ne diyebilirim artık, kim ne diyebilir veya?

17.6.07

g ü z e l

Güzel

Karanlık mı güzel, aydınlık mı,
Uykularımız ve düşüncemiz kadar?
Nerede taşlar daha beyaz,
Ve birbirini iyice sever insanlar?

Sıcak mı güzel, soğuk mu,
Uyar hangisi aşka?
Hangisi daha çok sırdaş olur,
Meyvasından, yağmurundan başka?

Hızlı mı güzel, yavaş mı,
Koşan hayvanlardan, akan sulardan?
Arzu ve yaşamak adına,
Hava içinda vücut olan.

Fazıl Hüsnü Dağlarca

5.6.07

cins isim


bazen bazı kelimeler çok acaip söyleniyo:
mıknantıs
aşortmen / eşortman / eşofman
hopallör / apollör / apollo
filipis
nokayi
oyro / ciro / arro / yuro
lettap
şarz
ve bazen de markalar eşya adı olabiliyo:
sanaya(ğı) / dörtyüzdört / uhu / omo
ve bazen de muhit isimleri markalaşıyo:
karfur / üç em migros / ostim / afra'da incek var.
ve bazen de akla bişey gelmiyo.